Fransızca konuşabilir, üstelik akıcı biçimde.
 - She can speak French and she speaks it fluently.
Fransızcayı akıcı biçimde konuşmak istiyorum.
 - I'd like to speak French fluently.
O akıcı bir biçimde Çince konuşur.
 - He speaks Chinese fluently.
Fransızcayı akıcı bir biçimde konuşuyor musun?
 - Do you speak French fluently?
O, akıcı bir şekilde İngilizce konuşuyor.
 - He speaks English fluently.
O bir Amerikalı, ama o Japonya'da doğmuş ve büyümüş olduğu için, oldukça akıcı bir şekilde Japonca konuşabiliyor.
 - He is an American, but as he was born and brought up in Japan, he can speak Japanese quite fluently.