Fransızcayı akıcı biçimde konuşmak istiyorum.
- I'd like to speak French fluently.
Fransızcayı akıcı biçimde konuşabilmeyi istiyorum.
- I want to be able to speak French fluently.
Onun Amerikalı kadar akıcı bir biçimde İngilizce konuştuğunu duydum.
- I heard her speaking English as fluently as an American.
Onun bir Amerikan vatandaşı kadar akıcı bir biçimde İngilizce konuştuğunu duydum.
- I heard her speaking English as fluently as a citizen of the USA.
O, akıcı bir şekilde İngilizce konuşuyor.
- He speaks English fluently.
David Fransızcayı akıcı bir şekilde konuşabilir.
- David can speak French fluently.