Definition of every bit as good as: see bit every which way: see way in English Turkish dictionary
- every
- her
O her sabah koşmaya gider.
-He goes running every morning.
Bunlar her yerde satılıyor.
-These are on sale everywhere.
- every
- alışılmış
- every
- every now and again ara sıra
- every
- aradaevery once in a while aradaevery other day iki günde bir
- every
- everyother
- every
- {s} her bir
Yalnızca her birey ona karşı harekete geçmeye karar verirse, AIDS durdurulabilir.
-AIDS can be stopped only if every person decides to take action against it.
O her birkaç günde buraya gelir.
-He comes here every few days.
- every
- everyfour days dört gündeevery now and then
- every
- düzensiz
- every
- günaşırı
Doktor günaşırı onu ziyaret eder.
-The doctor visits her every other day.
Ben günaşırı onu ziyaret ederim.
-I visit him every other day.
- every
- mutat
- every
- {s} bütün
Her cumartesi bütün evi temizleriz.
-Every Saturday we clean the whole house.
Kütüphanede bütün kitapları okudum.
-I have read every book in the library.
- every
- {s} her türlü
Harika değişik iklimleri sayesinde, Amerika Birleşik Devletleri, hemen hemen her türlü spor için bir cennettir.
-The United States is a paradise for almost every kind of sports, thanks to its wonderfully varied climate.
Öyle yapmak için her türlü nedeni vardı.
-He had every reason for doing so.
Related Terms
Definition of every bit as good as: see bit every which way: see way in English English dictionary
- every