Biraz daha yavaşça konuşabilir misin?
- Could you please speak a little bit more slowly?
Eşyaları biraz daha ciddi bir şekilde al.
- Take things a little more seriously.
Kanepede azıcık kestir.
- Take a little nap on the sofa.
Kanepede azıcık kestir.
- Take a little nap on the couch.
Tom pastanın bir parçasını aldı.
- Tom got a little pie.
O pastadan bir parça alabilir miyim?
- Could I get a little piece of that cake?
Haklı olabilirsin, ama bizim çok az farklı bir görüşümüz var.
- You may be right, but we have a slightly different opinion.
Tom çok az kıskanç görünüyordu.
- Tom sounded slightly jealous.
Şişe içinde kalan sadece bir miktar süt vardı.
- There was only a little milk left in the bottle.
Tom, bugün biraz keyfsiz.
- Tom is slightly under the weather today.
Eşimin elleri tezgahtarınkinden biraz daha küçük.
- My wife's hands are slightly smaller than the shop assistant's.
I slept a little during lunch break because I was so tired.
- Ich habe während der Mittagspause ein wenig geschlafen, weil ich so müde war.
You have only to give him a little help.
- Du musst ihm nur ein wenig helfen.