duygusuzca

listen to the pronunciation of duygusuzca
Turkish - English
coldheartedly
insensibly
frigidly
it makes no sense
apathetically
obtusely
impassibly
emotionlessly
duygu
emotion

She can't control her emotions. - O, duygularını kontrol edemez.

Tom got a grip on his emotions. - Tom duygularını kontrol altına aldı.

duygu
feeling

He looked confident but his inner feelings were quite different. - Emin görünüyordu fakat onun iç duyguları tamamen farklıydı.

I may have hurt his feelings. - Ben onun duygularını incitmiş olabilirim.

duygu
{i} feel

We were afraid that we might hurt his feelings. - Biz onun duygularını incitmekten korktuk.

He looked confident but his inner feelings were quite different. - Emin görünüyordu fakat onun iç duyguları tamamen farklıydı.

duygu
sensation

Pain is an entirely personal sensation. - Ağrı tamamen kişisel bir duygudur.

I can't feel anything in my left foot; there's no sensation at all. - Ben sol ayağımda bir şey hissedemiyorum; hiç duygu yok.

duygu
{i} sense

Taro has a strong sense of responsibility. - Taro güçlü bir sorumluluk duygusuna sahiptir.

A dog's sense of smell is much keener than a human's. - Bir köpeğin koku alma duygusu, bir insanınkinden çok daha keskindir.

duygu
feelings

Her feelings are easily hurt. - Onun duyguları kolayca incinir.

I may have hurt his feelings. - Ben onun duygularını incitmiş olabilirim.

duygu
sentiment

I didn't even know that these sentiments still existed. - Böyle duyguların hâlâ var olduğunu bilmiyordum bile.

Mary is a girl full of sentiment. - Mary duygu yüklü bir kız.

duygu
chord
duygu
feeling, attitude
duygu
communion
duygu
susceptibilities
duygu
(Pisikoloji, Ruhbilim) affect

He shows warm affection for his children. - O, çocukları için sıcak duygusal yakınlık gösteriyor.

Don't toy with her affections. - Onun duyguları ile oyun oynama.

duygu
sensation, sense reception
duygu
sensus
duygu
sentiment, bond of sentiment
duygu
be feeling
duygu
of feeling
Duygu
(isim) Feeling, emotion
duygu
feeling, emotion; sense, sensation
Turkish - Turkish

Definition of duygusuzca in Turkish Turkish dictionary

Duygu
his
duygu
Belirli nesne, olay veya bireylerin insanın iç dünyasında uyandırdığı izlenim
Duygu
ihtisas
duygu
Ahlaki, estetik vb
duygu
şeyleri değerlendirme, onlara bağlanma yeteneği
duygu
Önsezi
duygu
Ahlâki, estetik vb. şeyleri değerlendirme, onlara bağlanma yeteneği
duygu
Duyularla algılama, his
duygu
Kendine özgü bir ruhî hareket ve hareketlilik
duygu
Kendine özgü bir ruhsal hareket ve hareketlilik: "Bütün bu hatıraların yerini bir tek duygu, fena bir duygu, fenayım, fena oluyorum, çok fenayım duygusu kapladı."- P. Safa
duygu
Belirli nesne, olay veya bireylerin insanın iç dünyasında uyandırdığı izlenim: "Bu laflarda gerçek payı ne kadar çoksa, duygu payı da ondan az değildir."- B. Felek. Önsezi: "Yolunuzu değiştirmeniz lazım geldiğini de sezecek kadar bir duygum vardır."- A. Gündüz
duygusuzca
Favorites