Onlar buluşmaları süresince kayak yapmaya gittiler.
- They went skiing during their date.
Amerika'da kaldığı süredeki deneyimlerini bize anlatmaya başladı. Biz dikkat kesildik.
- He started to tell us his experiences during his stay in America. We were all ears.
My house is close to a bus stop.
- Evim otobüs durağına yakın.
A car stopped at the entrance.
- Girişte bir araba durdu.
They were unanimous that the war should be brought to a halt.
- Onlar savaşın durdurulması gerektiği konusunda aynı fikirdeydiler.
The blue sports car came to a screeching halt.
- Mavi spor araba durma noktasına geldi.
When riding the escalator, please hold the handrail and stand inside the yellow line.
- Yürüyen merdivene binerken lütfen tırabzanı tut ve sarı çizginin içinde dur.
The rule holds good in this case.
- Kural bu durumda geçerlidir.
These two are standing abreast.
- Bu ikisi yan yana duruyor.
The balance at the bank stands at two million yen.
- Bankadaki bakiye 2 milyon yende duruyor.
I stood at the end of the line.
- Sıranın sonunda durdum.
It rained for several days on end.
- Birkaç gün durmadan yağmur yağdı.
Somebody is standing in front of his room.
- Biri odasının önünde duruyor.
These two are standing abreast.
- Bu ikisi yan yana duruyor.
Why are they stalling?
- Onlar neden duruyorlar?
A stalled car impedes traffic in the left lane.
- Durmuş bir araba sol şeritte trafiği engelliyor.
He failed to see the stop sign at the intersection and hit an oncoming car.
- Kavşaktaki dur işaretini göremedi ve gelen bir arabaya vurdu.
A stop sign tells motorists to stop before a crosswalk at an intersection.
- Bir dur işareti bir kavşakta yaya geçidinde önce sürücülere durmalarını söyler.