Turkish - English
Definition of dolamak in Turkish English dictionary
- {f} wind
- wrap
- rotate
- enlace
- coil
- reel up
- whirl
- to wind (a thread, a wire) on (a spool, a stick)
- reel
- coil up
- cincture
- (ip) whip
- to wind round, to encircle; to twist, to coil; to bandage
- twist
- enwrap
- lap
- encircle
- twine
- weave
- birbirine dolamak
- interlace
- dolama
- runaround
- dolama
- dolman
- dolama
- felon
- dolama
- run around
- diline dolamak
- harp on the same string
- dolama
- whitlow, felon
- dolama
- whitlow
- dolama
- winding, twist; whitlow, felon
- dolama
- winding
- dolama
- winding, twist
- parmakına dolamak/sarmak
- to get (something) on the brain
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of dolamak in Turkish Turkish dictionary
- İplik, şerit, tel gibi nesneleri bir şeyin üzerine döndürerek sarmak
- Sarmak, kavuşturmak
- Sarmak, kavuşturmak: "Kollarını boynuma doladı, dizlerime oturmuştu."- S. F. Abasıyanık
- Dolama
- etyaran
- Dolama
- kurlağan
- dolama
- çok düğmeli gömlek
- dolama
- Bezden yapılan fistan
- dolama
- Giysilerin üstüne giyilen, önü açık bir tür üstlük
- dolama
- Başa sarılan bir çeşit örtü
- dolama
- Parmaklarda oluşan iltihap, tırnakta ağrılı şiş
- dolama
- Dolamak işi
- dolama
- çeşitli eserlerdeki barok ve rokoko üslübunda iç içe süsleme motifi
- dolama
- Başa sarılan bir çeşit örtü, poşu, sarık
- dolama
- Parmak uçlarında çıkan iltihaplı yara
- dolama
- Çeşitli eserlerdeki barok ve rokoko üslûbunda iç içe süsleme motifi
- dolama
- irinli enfeksiyon
- dolama
- Tırnak yöresindeki yumuşak bölümlerin, bazen de kemiğin iltihaplanmasından ileri gelen ağrılı şiş
Related Terms
dolamak
Hyphenation
do·la·makPronunciation
Resimler
History
Favorites