My father was born in Matsuyama in 1941.
 - Babam 1941'de Matsuyama'da doğmuş.
He is an American, but as he was born and brought up in Japan, he can speak Japanese quite fluently.
 - O bir Amerikalı, ama o Japonya'da doğmuş ve büyümüş olduğu için, oldukça akıcı bir şekilde Japonca konuşabiliyor.
No one can have three different birth dates.
 - Hiç kimsenin üç farklı doğum tarihi olamaz.
My water broke on the evening of the predicted birth date.
 - Önceden belirlenen doğum tarihinin akşamında suyum kesildi..
Life would be infinitely happier if we could only be born at the age of eighty and gradually approach eighteen.
 - Sadece seksen yaşında doğabilseydik ve yavaş yavaş on sekiz yaşına varabilseydik, yaşamımız çok daha mutlu olurdu.
A sure method to be rich is to be born rich.
 - Zengin olmak için kesin bir yöntem, zengin doğmuş olmaktır.
Yesterday was my seventeenth birthday.
 - Dün onyedinci doğumgünümdü.
Tomorrow's my birthday.
 - Yarın benim doğum günüm.
Mr. Tanaka showed us many pictures of his newborn baby.
 - Bay Tanaka bize yeni doğmuş çocuğunun bir sürü resmini gösterdi.
A newborn baby is liable to fall ill.
 - Yeni doğmuş bir bebek hasta olmaya eğilimlidir.
I feel like I've been reborn.
 - Yeniden doğmuşum gibi hissediyorum.
If I were reborn, I would want to learn the violin.
 - Yeniden doğmuş olsaydım keman öğrenmek isterdim.