The sun was on the point of rising in the east.
 - Doğuda güneş doğmak üzereydi.
We aren't born with the capacity to carry out a happy coexistence.
 - Biz mutlu bir birlikteliği yürütme kapasitesi ile doğmadık.
The man was ashamed of being born poor.
 - Adam fakir olarak doğmaktan utanıyordu.
Be born, get married, and die; always bring money.
 - Doğmak, evlenmek ve ölmek, her zaman para getirir.
The man was ashamed of being born poor.
 - Adam fakir olarak doğmaktan utanıyordu.
Be born, get married, and die; always bring money.
 - Doğmak, evlenmek ve ölmek, her zaman para getirir.
My water broke on the evening of the predicted birth date.
 - Önceden belirlenen doğum tarihinin akşamında suyum kesildi..
No one can have three different birth dates.
 - Hiç kimsenin üç farklı doğum tarihi olamaz.
A sure method to be rich is to be born rich.
 - Zengin olmak için kesin bir yöntem, zengin doğmuş olmaktır.
Life would be infinitely happier if we could only be born at the age of eighty and gradually approach eighteen.
 - Sadece seksen yaşında doğabilseydik ve yavaş yavaş on sekiz yaşına varabilseydik, yaşamımız çok daha mutlu olurdu.
I got you a pen as a birthday present.
 - Doğum günü hediyesi olarak sana kalem aldım.
Today is June 18th and it is Muiriel's birthday!
 - Bugün Haziran'ın 18'i ve bugün Muiriel'in doğum günü!