The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
- Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
You should be careful in choosing friends.
- Arkadaş seçerken dikkatli olmalısın.
Tom didn't want to attract attention.
- Tom dikkat çekmek istemiyordu.
Although many European researchers have studied ancient Persian literature in the nineteenth century, the new world is not paying attention to our contemporary literature.
- Birçok Avrupalı araştırmacılar on dokuzuncu yüzyılda eski Fars edebiyatı eğitimi almasına rağmen, yeni dünya çağdaş edebiyatımıza dikkat etmiyor.
Caution, the doors are now closing!
- Dikkat, kapılar şimdi kapanıyor.
Everything should be done with the greatest caution.
- Her şey en büyük dikkatle yapılmalı.
You must take the fact into consideration.
- Gerçeği dikkate almalısın.
Tom didn't take Mary's age into consideration.
- Tom Mary'nin yaşını dikkate almadı.
Tom was mindful of my warning.
- Tom uyarıma dikkat etti.
No attention was paid to his warning.
- Onun uyarısına hiç dikkat edilmedi.
Everyone has gone towards the ruin regardless of warnings.
- Herkes uyarıları dikkate almadan harabeye doğru gitti.
Tom regarded the statue carefully.
- Tom heykele dikkatlice baktı.
You must be careful not to make him angry.
- Onu kızdırmamak için dikkatli olmalısın.
You should be careful in choosing friends.
- Arkadaş seçerken dikkatli olmalısın.
Tom was mindful of my warning.
- Tom uyarıma dikkat etti.
I make a point of arranging sentences in my mind before writing them down.
- Yazmadan önce cümleleri aklımda düzenlemeye dikkat ederim.
Beware of thefts in a big city.
- Büyük bir şehirde hırsızlığa karşı çok dikkatli olun.
Beware of the cockerel. It bites.
- Yavru horoza dikkat edin. O ısırır.
The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
- Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
You should be careful in choosing friends.
- Arkadaş seçerken dikkatli olmalısın.
Look out for the wild dog!
- Vahşi köpeğe dikkat edin!
Look out! There's a truck coming!
- Dikkat edin! Gelen bir kamyon var!
He took no notice of my advice.
- O, benim tavsiyemi dikkate almadı
Notice how the player uses his elbows.
- Oyuncunun dirseğini nasıl kullandığına dikkat edin.
In recent years, some Muslim countries have prospered and attracted the attention of the world.
- Son yıllarda, bazı Müslüman ülkeler zenginleşmiş ve dünyanın dikkatini çekmişlerdir.
At last, they began to count down cautiously.
- Sonunda, dikkatlice geri saymaya başladılar.
Take heed of her advice.
- Onun tavsiyesine dikkat et.
Tom failed to heed warning signs.
- Tom uyarı işaretlerine dikkat edemedi.
Do your work with more attentiveness.
- Biraz daha dikkatli çalışır mısın?
There was nothing worthy of remark at the fair.
- Fuarda dikkate değer bir şey yoktu.
Recent advances in medicine are remarkable.
- Tıptaki son gelişmeler dikkat çekiyor.
Watch out for thieves around here.
- Civardaki hırsızlara dikkat edin.
Watch out for pickpockets.
- Yankesicilere dikkat edin.
You need to take note of this!
- Buna dikkat etmelisin!
There is one very noteworthy element in this stage.
- Bu aşamada dikkat çeken bir husus vardır.
If you go into the forest, watch out for the ogres who eat children!
- Eğer ormana giderseniz, çocukları yiyen canavarlara dikkat edin!
The forest fire occurred through carelessness.
- Orman yangını dikkatsizlik yüzünden oldu.
Notice how the player uses his elbows.
- Oyuncunun dirseğini nasıl kullandığına dikkat edin.
It's my fault that the cake was burned. I was talking on the phone and didn't notice the time.
- Kekin yanması benim hatamdır. Telefonda konuşuyordum ve zamana dikkat etmedim.
Beware of pickpockets.
- Yankesicilere dikkat edin.
Beware! There's a car coming!
- Çok dikkat et! Gelen bir araba var!
Beware of pickpockets.
- Yankesicilere dikkat edin.
Beware of the cockerel. It bites.
- Yavru horoza dikkat edin. O ısırır.