İsa su üzerinde mi yürüdü ve onu şaraba mı dönüştürdü? Hayır bu başka bir konu!
 - Did Jesus walk over water and then turn it into wine? No, that's a different story!
Tom başka herhangi birinden çok farklı değil.
 - Tom isn't very different from anybody else.
Değişiklik olsun diye neden farklı bir şey denemiyorsun?
 - Why not try something different for a change?
Tom değişik bir cevap verdi.
 - Tom gave a different answer.
Bu düşündüğümden farklı.
 - This is different from what I thought.
Farklı dillerde bir sürü cümle ekleyebilirim.
 - I can add many sentences in different languages.
Senin yaptığından başka türlü yapardım.
 - I would do it in a different way than you did.
Birçok astronom çeşitli farklı teknikler kullanarak Hubble sabitini ölçmek için çok çalışıyor.
 - Many astronomers are working hard to measure the Hubble constant using a variety of different techniques.
Çeşitli farklı yollardan onun evine gidebilirsin.
 - You can get to her house in a variety of different ways.
Tom'u ilk kez gördüğümde, onun şimdiye kadar karşılaştığım diğer bir erkekten farklı olduğunu biliyordum.
 - When I first laid eyes on Tom, I knew he was different from any other man I'd ever met.
Öğretmenimiz ayrıca düğününün diğer insanlarınki ile aynı olmayacağını söyledi;biz nasıl farklı olacağını sorduk fakat o söylemedi.
 - Our teacher also said that her wedding wouldn't be the same as other people's; we asked how it would be different, but she didn't say.
Tom ve Mary farklı kapılardan ayrıldı.
 - Tom and Mary left through different doors.
Zehirli sarmaşık ve zehirli meşe bitkiler arasındaki nasıl ayrım yapacağınızı biliyor musunuz?
 - Do you know how to differentiate between poison ivy and poison oak plants?