dişe

listen to the pronunciation of dişe
Turkish - English
dokunur worthwhile
diş
tooth

My toothache returned in a few hours. - Benim diş ağrısı birkaç saat içinde geri döndü.

I had a toothache yesterday. - Dün bir dişim ağrıyordu.

diş
dental

Dental care is expensive. - Diş bakımı pahalıdır.

Tom is an experienced dental assistant. - Tom deneyimli bir diş hekimi yardımcısıdır.

dişe diş
retaliation
dişe diş
tit for tat
dişe dokunur
worthwhile
diş
teeth

Brush your teeth after each meal. - Her yemekten sonra dişlerini fırçala.

I brush my teeth after eating. - Yedikten sonra dişlerimi fırçalarım.

diş
clove

Is eating a clove of garlic every day beneficial to your health? - Her gün bir diş sarımsak yemek sağlığınız için yararlı mıdır?

göze göz dişe diş
an eye for an eye
diş
odontic
diş
exterior
diş
thread
diş
(Otomotiv) periphery
diş
ambient
diş
tread
diş
outside
diş
rib
diş
tine
diş
cog
diş
joggle
dişe diş
tooth and nail
dişe diş
eye for an eye and a tooth for a tooth
diş
tines
diş
tooth; tusk; cog; screw thread; clove; dental
diş
thread (of a screw)
diş
cog (of a wheel)
diş
head (of cloves)
diş
slang dope, hashish
diş
knurl
diş
jag
diş
clove (of a garlic)
diş
notch
diş
dent

Today I went to the dentist's. - Bugün dişçiye gittim.

The Japanese Dentists Association affair is an incident concerning secret donations from the Japanese Dentists Association to Diet members belonging to the LDP. - Japon Diş Hekimleri Birliği sorunu Japon Diş Hekimleri Birliğinden LDP ye ait olan Diyet üyelerine yapılan gizli bağışlarla ilgili bir olaydır.

diş
tooth (of a saw, comb)
diş
ward (of a key)
diş
choppers
diş
nick
diş
(Anatomi) dens
göze göz dişe diş
eye for an eye
göze göz dişe diş
person's punishment should be equal to the wrong or crime which he committed (Biblical)
Turkish - Turkish
Değirmen taşının çentikleri
dişe diş
Aynı biçimde acısını çıkarma, misilleme
göze göz dişe diş
"Quid pro quo" Politikası, Türkçe'de; "Kısasa kısas" denilen şekilde uygulanan bir tutum olup, dünya diplomasisinde bu Latince deyimle anılmaktadır. Bazen, "göze göz, dişe diş" de denilen bu politika ile bir devlet diğerlerine karşı aynen onun kendisine olan davranışlarına uygun bir tutum izleyerek cevap verir
Diş
(Osmanlı Dönemi) SİNN
diş
Omurgalı hayvanların çenelerinde veya ilkel yapılı omurgalıların gırtlak ve ağızlarında bulunan kemiksi sert parçalar
diş
çark, testere, tarak vb. çentikli şeylerdeki çıkıntıların her biri
diş
Tane
diş
Sarımsak dilimi, karanfil vb.nde dişe benzetilen tane
diş
Çene kemiklerinin üstüne dizili, ısırıp koparmaya ve çiğnemeye yarayan sert, beyaz organlardan her biri
diş
Sarmısak tanesi
diş
Çene kemiklerinin üstüne dizili, ısırıp koparmaya ve çiğnemeye yarayan sert, beyaz organlardan her biri. Çark, testere, tarak gibi çentikli şeylerdeki çıkıntıların her biri: "Çarkın dişleri tebessüm eder gibi tatlı bir ses çıkardı."- S. F. Abasıyanık
diş
Çark, testere, tarak gibi çentikli şeylerdeki çıkıntıların her biri
diş
örgü örmekte kullanılan şiş
diş
örgü şişi
diş
Sarımsak dilimi ve karanfil gibi dişe benzetilen şeylerde tane
diş
Bazı dantel ve işlemelerin kenarlarındaki yuvarlak sivri bölüm
diş
Düş, rüya
English - Turkish

Definition of dişe in English Turkish dictionary

dişe diş
tit for tat
dişe diş
retaliation
dişe
Favorites