değinmek

listen to the pronunciation of değinmek
Turkish - English
mention
advert
touch on
deal
refer
touch upon
to touch on, to mention
speak to
to touch on, mention, refer to (a subject)
değin
{e} until

I won't rest until I find the person who did this. - Bunu yapan kişiyi bulana değin dinlenmeyeceğim.

It was not until then that he learned the truth. - O zamana değin, gerçeği bilmiyordu.

değin
up to
değin
till
değinme
touching
değin
touch on
değin
to
değinme
mention

Tom didn't even mention it. - Tom ona değinmedi bile.

değin
touching
değin
up to, as far as (a place); until, up to (a time); by (a time); within (a time)
değin
until, till, up to
değinme
touching on, mentioning, referring to (a subject)
tekrar değinmek
revert
Turkish - Turkish
Bir konuyu ele alarak ondan kısaca söz etmek, dokunmak, temas etmek: "Gündüz yüzme havuzunda açmadığı bir konuya değinmek gereksinmesi duyuyordu."- N. Cumalı
Bir konuyu ele alarak ondan kısaca söz etmek, dokunmak, temas etmek
Değinme
değini
değin
Bir işin, bir durumun sona erdiği zamanı veya yeri gösterir, kadar, dek
değin
Sincap
değin
anın güneşli duvarına değin."- M. C. Anday
değin
Bir işin, bir durumun sona erdiği zamanı veya yeri gösterir, kadar, dek: "Kıyıdan bir alkış sesi geldi
değinme
Değinmek işi, temas
değinmek
Favorites