Turkish - English
Definition of dışlama in Turkish English dictionary
- (Ticaret) crowding out
- (Dilbilim) suppression
- (Dilbilim) deletion
- exclusion
- abjection
- {i} excluding
- ostracism
- dışlamak
- exclude
- boyut dışlama kromatografisi
- (Tıp) size-exclusion chromatography
- dışlamak
- (deyim) expel from
- dışlamak
- except
- dışla
- exclude
We cannot exclude feeling from our experience.
-Duyguyu tecrübemizden dışlayamayız.
Others were excluded too, right?
-Diğerleri de dışlandı, değil mi?
- dışlamak
- Coventry
- Dışlamak
- blackball
- Dışlamak
- preclude
Wisdom does not preclude love.
- Dışlamak
- be ostracised
- dışla
- ostracize
I was basically ostracized.
-Temel olarak dışlanmıştım.
Layla was ostracized by society.
-Leyla toplum tarafından dışlandı.
- dışlamak
- to exclude, to externalize, to ostracize
- dışlamak
- externalize
- dışlamak
- deport
- dışlamak
- phil. to exclude
- dışlamak
- to cast out
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of dışlama in Turkish Turkish dictionary
- Dışlamak işi
- aforoz
- Dışlamak
- burunlamak
- dışlamak
- Bir kimse veya bir toplum, bir kimseyi, bir durumu, bir düşünce vb.ni yok saymak, ilgilenmemek
- dışlamak
- Bir kimse veya bir toplum, bir kimseyi, bir durumu, bir düşünce vb.yi yok saymak, ilgilenmemek