dışlama

listen to the pronunciation of dışlama
Türkisch - Englisch
(Ticaret) crowding out
(Dilbilim) suppression
(Dilbilim) deletion
exclusion
abjection
{i} excluding
ostracism
dışlamak
exclude
boyut dışlama kromatografisi
(Tıp) size-exclusion chromatography
dışlamak
(deyim) expel from
dışlamak
except
dışla
exclude

They excluded John from the club. - Onlar John'ı kulüpten dışladılar.

We cannot exclude feeling from our experience. - Duyguyu tecrübemizden dışlayamayız.

dışlamak
Coventry
Dışlamak
blackball
Dışlamak
preclude

Wisdom does not preclude love.

Dışlamak
be ostracised
dışla
ostracize

Layla was ostracized by society. - Leyla toplum tarafından dışlandı.

I was basically ostracized. - Temel olarak dışlanmıştım.

dışlamak
to exclude, to externalize, to ostracize
dışlamak
externalize
dışlamak
deport
dışlamak
phil. to exclude
dışlamak
to cast out
Türkisch - Türkisch
Dışlamak işi
aforoz
Dışlamak
burunlamak
dışlamak
Bir kimse veya bir toplum, bir kimseyi, bir durumu, bir düşünce vb.ni yok saymak, ilgilenmemek
dışlamak
Bir kimse veya bir toplum, bir kimseyi, bir durumu, bir düşünce vb.yi yok saymak, ilgilenmemek
dışlama
Favoriten