dünkü

listen to the pronunciation of dünkü
Turkish - English
yesterday's, of yesterday; inexperienced, green
(Konuşma Dili) raw, inexperienced
yesterday's

I will clean up yesterday's work. - Dünkü işi bitireceğim.

Waseda tied Keio in yesterday's game. - Waseda dünkü oyunda Keio ile berabere kaldı.

yester

There are more clouds today than yesterday. - Bugün dünkünden daha fazla bulutlar var.

The patient is much the same as yesterday. - Hasta dünkü durumuyla hemen hemen aynı.

inexperienced
green
dün
yesterday

We arrived here at six yesterday evening. - Buraya dün akşam altıda geldik.

Yesterday was Sunday, not Saturday. - Dün cumartesi değil, pazardı.

dünkü çocuk
(Konuşma Dili) born yesterday
dünkü gazete
yesterday's paper
dünkü gün
yesterday
dünkü çocuk
a young and inexperienced person; upstart
dün
past

Forget about the past. Compared to yesterday, I like today more. That's why I try to enjoy the moment, that's all. - Geçmişi unutun. Dünle karşılaştırıldığında, bugünü daha çok seviyorum. Bunun sebebi anın tadını çıkarmaya çalışıyorum, bu kadar.

Last night my daughter didn't come home until half past one. - Dün gece kızım saat bir buçuğa kadar eve gelmedi.

dün
(Bilgisayar) yesterday at

Tom seemed to enjoy himself yesterday at the party. - Tom dün partide eğleniyor gibi görünüyordu.

I saw you yesterday at the funeral. - Seni dün cenaze töreninde gördüm.

Dün
gister
dün
yesterday; past
Turkish - Turkish
Acemi, yeni, toy: "Daha dünkü damatla böyle çabucak yüzgöz olup rezaleti ayyuka çıkarmak olur mu hiç?"- H. R. Gürpınar
Yakın geçmişteki: "Dünkü kaplan, bir kül kedisi yumuşaklığı ile göğsüme yaslandı."- A. Gündüz
Yakın geçmişteki
Bugünden bir önceki günle ilgili
Acemi, yeni, toy
dün
Bugünden bir önceki gün: "Dün gece uyuyamadım da biraz başım ağrıyor."- P. Safa
dün
Bugünden bir önceki gün
dün
Geçmiş
dün
Bugünden bir önceki günde
dün
Kısa bir süre önce
dünkü
Favorites