Hiç kimse onun eylemlerini eleştirmek için herhangi bir neden bulmadı.
- No one found any reason to criticize his actions.
Kimse ülkemi eleştirmek istemiyor.
- Nobody wants to criticize my country.
Ebeveynler ve dini liderleri onu eleştirdi.
- Parents and religious leaders criticized him.
O, vergileri artırdığı için eleştirildi.
- He was criticized for raising taxes.
O bir eleştirmen olarak gittikçe daha çok ünlü oldu.
- He became more and more famous as a critic.
Tüm eleştirmenler yeni filmi öğdü.
- All the critics praised the new movie.
Başkalarını eleştirmeden önce kendi hatalarını kabul et.
- Acknowledge your own faults before criticizing others.
Eleştirmek, yapmaktan daha kolaydır.
- Criticizing is easier than doing.
O öğretmenin sınavının kritik noktaları emin olarak tahmin ettin.
- You sure guessed the critical points of that teacher's exam.
Kritik anlarda en güçlülerin bile zayıflara ihtiyacı vardır.
- In critical moments even the very powerful have need of the weakest.
Bu yazar ABD'nin bir süper güç olarak rolünün önde gelen bir muhalifidir.
- This author is a prominent critic of the role of the United States as a superpower.
Tom'un bir sürü muhalifleri vardı.
- Tom had many critics.
Bu kadar eleştirici olmayın.
- Don't be so critical.
Diğerlerini eleştirmek için hızlıydı.
- He was quick to criticize others.
Hiç kimse onun eylemlerini eleştirmek için herhangi bir neden bulmadı.
- No one found any reason to criticize his actions.
criticize= revealing or pointing out wrong or foulty points, maybe not making a judgement (considering living in democracy and freedom, unless it is a Monocracy).