Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

confused or perplexed

listen to the pronunciation of confused or perplexed
English - Turkish

Definition of confused or perplexed in English Turkish dictionary

puzzled
{s} şaşkın

Tom hem şaşkın hem de endişeliydi. - Tom was both puzzled and concerned.

Tom va Mary kokunun ne olduğunu merak ederek şaşkın bakışlarla baktılar. - Tom and Mary exchanged puzzled looks, wondering what the smell was.

puzzled
şaşırtılmış
puzzled
afallaşmak
puzzled
{f} şaşırt

Bizi şaşırtan şey onun toplantıya katılmayacağını söylemesiydi. - What puzzled us was that he said he would not attend the meeting.

Fadıl'ın tepkisi dedektifleri şaşırttı. - Fadil's reaction puzzled the investigators.

befuddled
şaşır
befuddled
sasir
puzzled
{s} şaşırmış

Tom şaşırmış görünüyordu. - Tom seemed to be puzzled.

O, soruya şaşırmıştı. - He was puzzled at the question.

puzzled
düşün/kurcala/şaşırt
puzzled
{s} karışmış

Tom bana kafası karışmış olduğunu söyledi. - Tom told me that he's puzzled.

Tom bir şey tarafından kafası karışmış gibi görünüyor. - Tom seems to be puzzled by something.

puzzled
{s} kafası karışmış

Tom bir şey tarafından kafası karışmış gibi görünüyor. - Tom seems to be puzzled by something.

Tom hafifçe kafası karışmış görünüyor. - Tom looks slightly puzzled.

English - English
befuddled
puzzled
confused or perplexed

    Hyphenation

    con·fused or per·plexed

    Turkish pronunciation

    kınfyuzd ır pırplekst

    Pronunciation

    /kənˈfyo͞ozd ər pərˈplekst/ /kənˈfjuːzd ɜr pɜrˈplɛkst/
Favorites