confinement in a prison

listen to the pronunciation of confinement in a prison
English - Turkish

Definition of confinement in a prison in English Turkish dictionary

prison
{i} delik

Mahkûm cezaevi duvarının altında bir delik açtı. - The prisoner dug a hole under the prison wall.

prison
hapishane

Hapishane gardiyanının bir kadın olduğunu görmek çoğu insanı şaşırtır. - It surprises most people to find out that the prison warden is a woman.

Polis seni hapishaneye koyacak. - The police will put you in prison.

prison
cezaevi

Cezaevi suçluları islah eder mi? - Does prison reform criminals?

Tom cezaevinde olmayı hak ediyor. - Tom deserves to be in prison.

prison
tutukevi
prison
{i} hapis

Hapishaneden çıktığımda, Tom tekrar ayaklarımın üstünde durmama yardımcı oldu. - When I got out of prison, Tom helped me get back on my feet.

Polis seni hapishaneye koyacak. - The police will put you in prison.

prison
{i} hapsetme
prison
(Askeri) CEZAEVİ: Hapis cezasına çarpılanların kapatıldıkları yer
prison
hapset
prison
prison breaker hapishane kaçağı
prison
hapsetmek
prison
{i} kodes
English - English
prison
confinement in prison
{n} ımprisonment
confinement in a prison

    Hyphenation

    con·fine·ment in a pris·on

    Turkish pronunciation

    kınfaynmınt în ı prîzın

    Pronunciation

    /kənˈfīnmənt ən ə ˈprəzən/ /kənˈfaɪnmənt ɪn ə ˈprɪzən/
Favorites