Benim niyetim size herhangi bir şekilde zarar vermek değildir.
 - It is not my intent to hurt you in any way.
İşlerine karışmaya niyetim yok.
 - I have no intention of meddling in your affairs.
Onların amaçları açıktır.
 - Their intentions are obvious.
Amaçlarını bilmem gerekiyor.
 - I need to know your intentions.
İyi niyetli olduğuna eminim.
 - I'm sure your intentions are pure.
Fransızca öğrenmeye niyetlidir.
 - He has been intent on learning French.
Tom'dan başka herkes dikkatle dinledi.
 - Everyone but Tom listened intently.
Tom dikkatle dinledi.
 - Tom listened intently.
Evet, bunu kasıtlı yaptım.
 - Yes, I did this intentionally.
Onun hatası kasıtlıydı.
 - His mistake was intentional.