causing great sadness or suffering

English - Turkish

Definition of causing great sadness or suffering in English Turkish dictionary

Related Terms

tragic

korkunç

Sami korkunç trajik bir şekilde öldü. - Sami died in a terrible tragic way.

tragic

üzücü

tragic

talihsiz

tragic

müthiş

tragic

{s} trajik

Biz genellikle, bizimkinin aslında trajik bir çağ olduğunun söylenildiğini duyuyoruz. - We often hear it said that ours is essentially a tragic age.

Trajik haberi duyduktan sonra her ikisi de ağladı. - They both cried after hearing the tragic news.

tragic

{s} acı

Bu acıklı bir kazaydı. - It was a tragic accident.

tragic

{s} feci, çok üzücü ve acıklı, trajik

tragic

{s} feci

Bay Peter Blake çevre değişikliğini gözlemek için bir görevdeyken 2001 yılında Amazon nehrinde korsanlar tarafından feci şekilde öldürüldü. - Sir Peter Blake was tragically killed by pirates on the Amazon river in 2001 as he was on a mission to monitor environment change.

tragic

{s} tiy. trajik, trajediye ait

English - English

Definition of causing great sadness or suffering in English English dictionary

tragic

Hyphenation

caus·ing great sad·ness or suf·fer·ing

Turkish pronunciation

kôzîng greyt sädnıs ır sʌfrîng

Pronunciation

/ˈkôzəɴɢ ˈgrāt ˈsadnəs ər ˈsəfrəɴɢ/ /ˈkɔːzɪŋ ˈɡreɪt ˈsædnəs ɜr ˈsʌfrɪŋ/