casualty, misadventure; mishap; failure, incident

listen to the pronunciation of casualty, misadventure; mishap; failure, incident
English - Turkish

Definition of casualty, misadventure; mishap; failure, incident in English Turkish dictionary

accident
{i} kaza

O çalışırken bir kaza yaptı. - She had an accident while working.

O çalışırken bir kaza yaptı. - While working, she had an accident.

accident
{i} kaza (kötü olay)
accident
{i} rastlantı

Üçüncü caddede rastlantı sonucu onunla karşılaştım. - I met her by accident on Third Avenue.

Bu keşif tamamen rastlantıydı. - That discovery was quite accidental.

accident
(Bilgisayar,Teknik) ilinek
accident
kazara

Tom havuçları dilimlerken kazara elini kesti. - Tom accidentally cut his hand when he was slicing carrots.

Tom kazara USB'sini çöpe attı. - Tom accidentally threw his thumb drive into the garbage.

accident
raslantı

Karşılaşmamız oldukça raslantıydı. - Our meeting was quite accidental.

accident
{i} tesadüf

Tesadüfen onunla karşılaştım. - I met her by accident.

Savaş tesadüfen patlak vermedi. - The war didn't break out by accident.

accident
{i} beklenmedik olay
accident
{i} araz
accident
(Tıp) Arıza, araz, aksidan
accident
{i} (Felsefe) ilinek, araz
English - English
{i} accident