Grup, yaklaşmakta olan parti hakkında konuşmak için bir boğa oturumu planlıyordu.
- The group was planning a bull session to talk about the upcoming party.
General boğayı boynuzlarından tuttu ordusunu felaketten kurtardı.
- The general took the bull by the horns and saved his army from disaster.
Yaratılışçılık saçmalıktır.
- Creationism is bullshit.
Bu sadece bir yığın saçmalık!
- This is just a pile of bullshit!
Birçok polis arabalarının kurşungeçirmez camları olmadığını duydum.
- I've heard that most police cars don't have bulletproof glass.
Polis memuru bir kurşun geçirmez yelek giydi.
- The police officer wore a bulletproof vest.
He bulled his way in.