Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

both light and saturated

listen to the pronunciation of both light and saturated
English - Turkish

Definition of both light and saturated in English Turkish dictionary

brilliant
parlak

Sanırım bu parlak bir fikir. - I think it's a brilliant idea.

Parlak bir gelecek onun önünde uzanıyor. - A brilliant future lay before him.

brilliant
nefis
brilliant
{s} zeki

Sen zeki bir fotoğrafçısın. - You're a brilliant photographer.

Tom'un zeki olduğunu düşünüyorum. - I think Tom is brilliant.

brilliant
harikulade
brilliant
{s} dâhice, parlak
brilliant
göz kamaştırıcı

Kesinlikle göz kamaştırıcıydı. - It was absolutely brilliant.

brilliant
şaşaalı
brilliant
ışıl ışıl
brilliant
hayranlık uyandırıcı
brilliant
pırıl pırıl
brilliant
harika
brilliant
{s} parlak zekâlı

Tom parlak zekâlı genç bir bilim adamıdır. - Tom is a brilliant young scientist.

Senin parlak zekalı olduğunu düşünmüştüm. - I thought you were brilliant.

brilliant
{s} harikulade, harika, mükemmel
brilliant
{s} görkemli

Ordu savaş sırasında bir dizi görkemli eylemlerde yer aldı. - The army was involved in a number of brilliant actions during the battle.

Sen görkemli bir iş yaptın. - You've done a brilliant job.

brilliant
üç puntoluk harf
brilliant
(sıfat) parlak, keskin zekâlı, berrak, ışıl ışıl, zeki, parlak zekâlı, görkemli
English - English
brilliant
both light and saturated

    Hyphenation

    both light and sa·tu·ra·ted

    Turkish pronunciation

    bōth layt ınd säçıreytıd

    Pronunciation

    /ˈbōᴛʜ ˈlīt ənd ˈsaʧərˌātəd/ /ˈboʊθ ˈlaɪt ənd ˈsæʧɜrˌeɪtəd/
Favorites