Bugün daha evvel Tom'la konuştum.
- I spoke with Tom earlier today.
Bana daha evvel söylemeliydin.
- You should've told me earlier.
Tom eskiden bir banka katibiydi.
- Tom was formerly a bank clerk.
O eskiden bir banka memuruydu.
- She was formerly a bank clerk.
Ancak, o zamana kadar, çok geçti.
- By then, however, it was too late.
Tom o zamana kadar geri dönebilir.
- Tom may be back by then.
Üzgünüm, mektubuna daha erken cevap vermedim.
- Sorry I haven't replied to your letter earlier.
Niçin çok daha erken söylemedin?
- Why didn't you say so earlier?
Eğer biraz daha erken gelseydin, onunla karşılaşabilirdin.
- Had you come a little earlier, you could have met her.
Niçin çok daha erken söylemedin?
- Why didn't you say so earlier?
O zamana nalları dikmiş olurum.
- I'll be six feet under by then.
O zamana kadar döneceğim.
- I'll be back by then.
Tom şimdi eskisinden çok daha erken kalkmak zorunda.
- Tom now has to get up much earlier than he used to.
Hepimiz eski zamanlardan kitaplarda kalan eski yasaları duyduk, bunların çoğu birkaç kahkaha için iyidir.
- We’ve all heard of outdated laws that remain on the books from earlier times, many of which are good for a few laughs.