birleştirici

listen to the pronunciation of birleştirici
Turkish - English
connective
uniting, connective; splicer
uniting, unifying
(Bilgisayar) bindery
(Bilgisayar,Teknik) combiner
unifying
(Bilgisayar,Teknik) connector
cement
synthesizer
uniting
connecting
consolidative
splicer
joiner
jointer
concanetation
coupler
unitive
copulative
(Tekstil) levator
birleştirici yapı
copula
birleş
coalesce
birleş
{f} joining

Collagen is a protein that aids the joining of tissues. - Kollajen, dokuların birleştirilmesine yardımcı olan bir proteindir.

birleş
ally
birleş
ally to
birleş
merge with
birleş
{f} united

Washington is the capital of the United States. - Washington, Amerika Birleşik Devletleri'nin başkentidir.

The United States borders Canada. - Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ile komşudur.

birleş
{f} merged

The Mitsubishi Bank merged with the Bank of Tokyo. - Mitsubishi Bank, Tokyo Bank ile birleşti.

The twilight merged into darkness. - Alacakaranlık karanlıkla birleşti.

birleş
muck in
birleş
{f} merging
birleş
allied
birleş
coalesced
birleş
{f} mesh
birleş
consort
birleş
confederate
paket birleştirici
(Bilgisayar,Teknik) packet assembler
sıhhiye (med)-cezir; iletim saati ve/veya telemetri birleştirici; Ulaştırma Kolo
(Askeri) tidal current; transmit clock and/or telemetry combiner; Transportation Corps (Army)
Turkish - Turkish
Birliği sağlayan
İki veya daha çok nesnenin birleşmesini sağlayan
Birliği sağlayan kimse
Uzlaşmayı sağlayan
Uzlaşmayı sağlayan kimse. İki veya daha çok nesnenin birleşmesini sağlayan kimse
birleştirici
Favorites