We need to stay together.
- Bir arada kalmamız gerek.
Laziness and success do not go together.
- Tembellik ve başarı bir arada gitmez.
I play golf every so often.
- Arada bir golf oynarım.
He gets tough at times.
- O arada bir saldırganlaşır.
He comes to visit us every now and then.
- Arada bir bizi ziyaret etmeye gelir.
Tom comes here every now and then.
- Tom arada bir buraya gelir.
We can save you some time.
- Seni bir ara kurtarabiliriz.
We must get together for a drink some time.
- Bir ara bir içki için buluşmalıyız.
Tom told me that I should drop by sometime for a visit.
- Tom bana ziyaret için bir ara uğramam gerektiğini söyledi.
I'd like to come around to your house sometime.
- Ben, bir ara evinize uğramak istiyorum.
Once in a while, he leaves his umbrella in the train.
- Arada bir şemsiyesini trende bırakır.
Tom comes here once in a while.
- Tom arada bir buraya gelir.
I seldom do that anymore.
- Ben artık onu arada bir yapıyorum.