Evin içi hoş ve ılıktı.
- It was nice and warm inside the house.
Çorbamı ılık severim, sıcak değil.
- I like my soup to be warm, not hot.
Bir sürü samimi sözler söylendi.
- A lot of warm words were said.
Gerçekten Tom'un yeterince samimi olduğunu düşünüyor musun?
- Do you really think Tom is warm enough?
Onun ellerinin sıcaklığını hatırlayabiliyorum.
- I can remember the warmth of her hands.
Onun ellerinin sıcaklığını hatırlayabiliyorum.
- I can remember the warmth of his hands.
Onun sıcak kişiliği güzelliğine çekicilik katıyor.
- Her warm personality adds charm to her beauty.
Burada hava güzel ve sıcak.
- It's nice and warm in here.
Tom sıcakkanlı ve cömerttir.
- Tom is warm and generous.
Merkezi ısıtma kışın yeterince ısıtıyor mu?
- Is the central heating warm enough in the winter?
Tom ateşle kendisini ısıttı.
- Tom warmed himself by the fire.
Onları çok içten bir biçimde karşıladı.
- She extended a warm welcome to them.
Sanırım film içten bir filmdi.
- I think the movie is a very heart warming one.