being well off as to property, or in good circumstances; forehanded; rich

listen to the pronunciation of being well off as to property, or in good circumstances; forehanded; rich
English - Turkish

Definition of being well off as to property, or in good circumstances; forehanded; rich in English Turkish dictionary

warm
ılık

Ilık, güneşli bir gün piknik için idealdir. - A warm, sunny day is ideal for a picnic.

Evin içi hoş ve ılıktı. - It was nice and warm inside the house.

warm
{s} samimi

Bir sürü samimi sözler söylendi. - A lot of warm words were said.

Yeni başkan, sıcak ve samimi bir insandı. - The new president was a warm and friendly man.

warm
sıcak

Bugün hava çok sıcak. - It's very warm today.

Bu çiçekler sıcak ülkelerde yetişir. - These flowers grow in warm countries.

warm
{s} sıcacık
warm
sıcakça yer
warm
şevkli
warm
güz

Onun sıcak kişiliği güzelliğine çekicilik katıyor. - Her warm personality adds charm to her beauty.

Burada hava güzel ve sıcak. - It's nice and warm in here.

warm
(Askeri) Bak. "wartime reserve mode"
warm
sıcakkanlı

Tom sıcakkanlı ve cömerttir. - Tom is warm and generous.

warm
gayretli
warm
{s} ısıtan, sıcak tutan (giysi, battaniye v.b.)
warm
ılıklık
warm
yüreği sıcak
warm
candan
warm
sıcak yer
warm
{f} ısıt

Tom ateşle kendisini ısıttı. - Tom warmed himself by the fire.

Isıtmak için ellerine üfledi. - She blew on her hands to warm them.

warm
içten

İçten sözleriniz için teşekkür ederim. - Thank you for your warm words.

Bu aile bana nezaket ve içtenlikle karşıladı. - This family gave me a warm welcome.

warm
{s} sıcak (hava): warm front sıcak hava kütlesi
warm
(fiil) ısınmak, ısıtmak, samimileşmek
English - English
warm
being well off as to property, or in good circumstances; forehanded; rich
Favorites