İşe gitmek istemiyorum.
- Ich will nicht zur Arbeit.
Ben işe yürüyerek giderim.
- Ich gehe zu Fuß zur Arbeit.
Yorgun olmasına rağmen, işi bitirmeye çalıştı.
- Obwohl sie müde war, versuchte sie, die Arbeit zu Ende zu bringen.
İşimi öğlen yemeğinden önce bitirmek istiyorum.
- Ich will meine Arbeit vor dem Mittagessen beenden.
Daha bitiremedin mi işini?
- Hast du deine Arbeit noch nicht beenden können?
Tom artık işini yapamıyor.
- Tom ist nicht mehr fähig, seine Arbeit zu verrichten.
Tom bugün çalışırken kendini incitti.
- Tom injured himself at work today.
Tom bir barmen olduğu için, o her gün çalışırken bir buz kıracağı kullanır.
- Since Tom is a bartender, he uses an ice pick every day at work.
Tom hâlâ iş başında olmalı.
- Tom should still be at work.
Tom ve Mary şu anda iş başında.
- Tom and Mary are at work now.
İşte daha az ve evde daha çok zaman geçirmek istiyorum.
- I'd like to spend less time at work and more time at home.
Dün gece fazla uyuyamadım bu yüzden bütün gün işte uyukluyordum.
- I didn't get much sleep last night so I was nodding off all day at work.
Every time I went to see him, I found him at work.
- Immer wenn ich ihn besuchte, traf ich ihn bei der Arbeit an.
Tom had an accident at work.
- Tom hatte einen Unfall bei der Arbeit.