Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
 - In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
Yetmişinde hâlâ aktif.
 - At seventy, he is still active.
Şu anda, bu alanda etkin silahlı çatışma yok.
 - Currently in this area there are no active hostilities.
Etkin olmak zorundasın.
 - You have to be active.
Cumhuriyetçi Parti'de faaliyet gösterdi.
 - He became active in the Republican Party.
Fadıl, Facebook'ta faaldir.
 - Fadil is active on Facebook.
Borsa çok hareketlidir.
 - The stock market is very active.
Liisa aktif ve enerjik bir genç kadın.
 - Liisa is an active and energetic young woman.
Aspirindeki etken madde nedir?
 - What is the active ingredient in aspirin?
Tylenol'da etken madde nedir?
 - What is the active ingredient in Tylenol?
specifically,  of a volcano Being an active volcano.
an active remedy.
... But I kind of like something more active. ...
... active per app. ...