Turkish - English
Definition of üretken in Turkish English dictionary
- productive
You should spend less time complaining and more time doing something productive.
-Şikâyet ederek daha az üretken bir şey yaparak daha fazla zaman harcamalısın.
Flexible work hours make employees more productive.
-Esnek çalışma saatleri, çalışanları üretkenleştirir.
- prolific
Dickens was a very prolific writer.
-Dickens çok üretken bir yazardı.
Tom is a prolific reader.
-Tom çok üretken bir okuyucudur.
- reproductive
- producing
- copious
- procreative
- fertile
- generative
- active
- originative
- generic
- generator
- feracious
- proliferous
- fecund
- üretken kimse
- originator
- üretken reaktör
- breeder
- süngerlerde cinsiyetsiz üretken kısım
- gemmule
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of üretken in Turkish Turkish dictionary
- Üretme gücü olan, çok üreten
üretken
Hyphenation
ü·ret·kenPronunciation
Resimler
History
Favorites