There are very beautiful women.
- Çok güzel bayanlar var.
The U.S. has won FIFA's Women's World Cup.
- Amerika Birleşik Devletleri FIFA'nın Bayanlar Dünya Kupasını kazandı.
They made a fool of him in the presence of ladies.
- Bayanların huzurunda onu aptal yerine koydular.
Where is the ladies' room?
- Bayanların odası nerede?
The boy, upon seeing a butterfly, proceeded to run after it, provoking the anger of his mother, who had ordered him to stay quiet while she gossiped with the lady next door.
- Çocuk kelebeği gördüğünde, onu kovalamaya girişti, bitişikteki bayanla sohbet ederken ona sessiz kalmasını söyleyen annesini kızdırdı.
Don't get sassy with me young lady!
- Bana sırnaşmayın genç bayan!
She is another Madame Curie.
- O başka bir Bayan Curie.
I'm sorry, madam. There must be some mistake.
- Üzgünüm bayan. Bir hata olmalı.
I will marry a beautiful Estonian woman.
- Güzel bir Estonyalı bayanla evleneceğim.
I am married to a Polish woman.
- Polonyalı bir bayanla evlendim.
I don't understand why a video of two female singers kissing is getting so much attention.
- Öpüşen iki bayan şarkıcının bir videosunun neden bu kadar ilgi çektiğini anlamıyorum.
My boyfriend has a lot of female friends.
- Erkek arkadaşımın bir sürü bayan arkadaşı var.
My wife sings in the ladies' choir.
- Karım bayanlar korosunda şarkı söylüyor.
A wife who can be quiet is a gift of God.
- Sessiz olabilen bir bayan eş Tanrının bir armağanıdır.
Do you know how old Miss Nakano is?
- Bayan Nakano'nun kaç yaşında olduğunu biliyor musun?
Miss Thomas teaches us history.
- Bayan Thomas bize tarih öğretiyor.
She is another Madame Curie.
- O başka bir Bayan Curie.
Michael is a man's name but Michelle is a lady's name.
- Michael bir erkek adıdır ama Michelle bir bayan adıdır.
The lady's funeral was held at the local church.
- Bayanın cenazesi yerel kilisede düzenlendi.