batılı

listen to the pronunciation of batılı
Turkish - English
western

Their country is a puppet of a Western power. - Ülkeleri Batılı bir gücün güdümünde.

Tom doesn't understand the environmental impacts associated with a Western lifestyle. - Tom Batılı yaşam tarzı ile ilgili çevresel etkileri anlamıyor.

Westerner, Occidental
Occident
westerner

Most westerner's cultural horizons end with Led Zepplin's Cashmere song. - Çoğu batılının kültürel ufku Led Zepplin'in Cashmere şarkısıyla sona erer.

Generally speaking, Westerners don't eat fish raw. - Genelleme yaparsak, Batılılar balığı çiğ yemezler.

occidental
Occidental, western; Occidental, westerner
Turkish - Turkish
Batı uygarlığını benimsemiş bulunan (kimse)
Batı ülkeleri veya batı bölgesi halkından olan (kimse), garplı
Mağribi
garplı
BATILI
Batı uygarlığını benimsemiş bulunan (kimse): "Batılı aydın olmanın kefareti olarak yaptığını söylemişti."- H. Taner
BATILI
Batı ülkeleri veya batı bölgesi halkından olan (kimse), garplı: "Batılı uygarlık aydınları mutlaka gelişmeyle, ilerlemeyle ilgili bir akıma angaje olmaya itti."- A. İlhan
batılı
Favorites