Turkish - English
Definition of basınçlı in Turkish English dictionary
- compressive
- pressurized, forced
- compressed
- pressure
What are you cooking inside the pressure pot?
-Basınçlı kabın içinde ne pişiriyorsun?
- compress
- forced
- pressurized
- pressured
- basınç
- pressure
The pipe burst due to great pressure.
-Büyük basınç nedeniyle boru patladı.
The midwife says that there's no pain during childbirth, only pressure. Is that true? Yes! Just like a tornado is a movement of air.
-Ebe doğum sırasında hiçbir ağrı olmadığını, sadece basınç olduğunu söylüyor. Bu gerçek mi? Evet! Sadece bir kasırga gibi hava hareketidir.
- basınçlı hava santralı
- compressed air station
- basınçlı boyama
- pressure dyeing
- basınçlı buharlayıcı
- pressure ager
- basınçlı dolaşım
- forced circulation
- basınçlı döküm
- die casting
- basınçlı hava
- compressed air
- basınçlı hava borusu
- pneumatic tube
- basınçlı hızlandırıcı
- intensifier
- basınçlı kabin
- pressure cabin
- basınçlı kap
- autoclave
- basınçlı kurutucu
- pressure dryer
- basınçlı soda şişesi
- siphon bottle
- basınçlı soda şişesi
- siphon
- basınçlı soda şişesi
- syphon
- basınçlı su
- pressure water
- basınçlı tank
- pressure tank
- basınçlı tünel
- pressure tunnel
- basınçlı yağdanlık
- squirt can
- basınçlı yağlama
- pressure feed lubrication
- basınçlı yerden basınç hücresi ile kurtarmak
- decompress
- basınçlı şalter
- pressure switch
- basınç
- (Biyokimya) pump
- basınç
- (Havacılık) bleed off
- pozitif basınçlı
- positive pressure
- basınç
- {i} compression
- basınç
- {i} strain
- basınç
- piezo
- basınç
- stress
- basınç
- pressure to
- alçak basınçlı
- low pressure
- alçak basınçlı buhar
- low pressure steam
- alçak basınçlı lastik
- low pressure tyre
- basınç
- pressure, compression, stress, thrust
- basınç
- thrust
- basınç
- (Nükleer Bilimler) pessure
- hava basınçlı
- pneumatic
- hava basınçlı alet
- pneumatic
- hava basınçlı kargo hattı
- pneumatic tube
- hava basınçlı kargo taşıma
- pneumatic dispatch
- salt basınçlı kuyu
- absolute artesian well
- yüksek basınçlı
- high pressure
- yüksek basınçlı atmosfer kütlesi
- anticyclone
- yüksek basınçlı bölge
- high
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of basınçlı in Turkish Turkish dictionary
- Basınç yüklenmiş olan
- basınçlı su
- Basınç yüklenerek fışkırtılma düzeyine getirilmiş su, tazyikli su
- BASINÇ
- (Osmanlı Dönemi) Bak: Tazyik
- Basınç
- tazyik
- basınç
- Bir yüzey üzerine etkide bulunan gücün yüz ölçümü birimine düşen miktarı, tazyik
- basınç
- Bir yüzey üzerine etkide bulunan dik kuvvetin, birim alana düşen miktarı
- eş basınçlı
- Basıncı hep aynı kalan