bağlılık

listen to the pronunciation of bağlılık
Turkish - English
loyalty
{i} dependence
commitment

Brazil is a young country without a commitment to the past. - Brezilya, geçmişe bağlılık göstermeyen genç bir ülkedir.

Germans show an enormous commitment to the European Union and its institutions. - Almanlar, Avrupa Birliği ve onun kurumlarına büyük bir bağlılık gösteriyor.

obedience
fidelity
faith
connection, affiliation
devotion
attachment
cohesiveness
correlation
allegiance
subordination
interdependence
cohesion
adherence
adhesion
attachment; devotion
troth
(Hukuk) involvement, loyalty, adherence (to)
interdependency
faithfulness
singleness
dependence; devotion, faithfulness, loyalty, fidelity, adherence; allegiance
homage
constancy
cementation
engagement
alliance
involvement
trueness
bağlılık indeksi
coefficient of correlation
bağlılık sözü
plight
bağlılık sözü
plight of faith
bağlılık yemini
loyalty oath
bağlılık yemini etmek
pledge one's troth
bağlılık yemini etmek
do homage
devletine bağlılık
(Hukuk) allegiance
birbirine bağlılık
interdependence
gönülden bağlılık
heartfelt connected
amerika'ya bağlılık
Americanism
anneye aşırı bağlılık
momism
aşırı bağlılık
apron strings
dilsel bağlılık
(Dilbilim) language loyalty
evine bağlılık
domesticity
geleneklere bağlılık
conventionality
gerçeğe bağlılık
truth to life
körü körüne bağlılık
enslavement
okul arkadaşları arasındaki bağlılık
school tie
okula bağlılık
school tie
sözde bağlılık
lip service
sözde bağlılık göstermek
pay lip service to
tam bağlılık
(Hukuk) full alignment
yöreye bağlılık
localism
üsluba bağlılık
mannerism
ıngiliz kralına bağlılık taraftarı
Tory
Turkish - Turkish
Birine karşı, sevgi, saygı ile yakınlık duyma ve gösterme, sadakat
Bağlılaşım
Bağlı olma durumu, merbutiyet
Birine karşı, sevgi, saygı ile yakınlık duyma ve gösterme, sadakat: "Hiçbir Türk, vatana bağlılıkla bağdaşmayan bir eylemde bulunmadıkça vatandaşlıktan çıkarılamaz."- Anayasa
Bağlılaşım, korelasyon
bağlılık
Favorites