Şüpheli tutuklanmaktan kaçınmak istedi.
 - The suspect wanted to avoid being arrested.
Biz yoğun trafikten kaçınmak amacıyla, Noel için evde kaldık.
 - We stayed home for Christmas, so as to avoid heavy traffic.
Lütfen kazaları önlemek için elinizden geleni yapın.
 - Please try your best to avoid accidents.
Eğer kolesterolü önlemek istiyorsanız yanında yağ olmadan yağsız et yiyin.
 - If you want to avoid cholesterol, eat lean meat with no fat.
Bir kokarcayı vurmayı sakınmaktan caydım.
 - I swerved to avoid hitting a skunk.
Yüzmeyi çok iyi bilmediğim için, boyumu aşan suda yüzmekten sakınırım.
 - Since I'm not so good at swimming, I avoid swimming in water that's over my head.
Bir uzman sahasında yapılabilecek en kötü hatalardan bazılarını ve onlardan nasıl sakınacağını bilen biridir.
 - An expert is someone who knows some of the worst mistakes that can be made in his field, and how to avoid them.
Sami, tutuklamaktan kurtulmak için Mısır'a kaçtı.
 - Sami fled to Egypt to avoid arrest.
Soğuk algınlığından korunmak için bol miktarda C vitamini al.
 - Take lots of vitamin C to avoid catching cold.
Vergi minimizasyonu ve vergiden kaçınma arasında ince bir çizgi var.
 - There's a fine line between tax minimization and tax avoidance.
Benden kaçınmayı niçin sürdürüyorsun.
 - Why do you keep avoiding me?
Tom'un Mary'den kaçınmak için iyi bir nedeni var.
 - Tom has a good reason for avoiding Mary.
Kaza tamamen önlenebilirdi.
 - The accident was entirely avoidable.
Bu sorun önlenebilir değildir.
 - This problem is not avoidable.
Kaçınılabilir maliyetleri kısmak istiyorum.
 - I want to cut down any avoidable costs.
And therewith anone cam another knyght of the castell; and he was smyttyn so sore that he avoyded hys sadyll.
The devyll sayde unto hym: all these will I geve the, iff thou wilt faull doune and worship me. Then sayde Jesus unto hym. Avoyde Satan.
... Virtual private networks are how you avoid their sensors. ...
... I try to avoid off-the-record interviews. ...