Barış anlaşması görüşme girişimleri başarısız oldu.
- Attempts to negotiate a peace treaty failed.
Yeryüzüne ilk çıkışından beri, insan oğlu bilgi topladı ve faydalı fikirleri diğer insanlara bildirme girişiminde bulundu.
- Since their first appearance on earth, men have gathered information and have attempted to pass useful ideas to other men.
Tom bile Mary'ye yardım etmeye kalkışmadı.
- Tom didn't even attempt to help Mary.
Bunu tek başına yapmaya kalkışma.
- Don't attempt to do this by yourself.
On altıncı yüzyılda Osmanlı Türkleri Akdeniz ve Kızıldeniz'i birleştirmek için Mısır'da bir kanal inşa etmeye teşebbüs ettiler.
- In the sixteenth century Ottoman Turks attempted to construct a canal in Egypt to unite Mediterranean Sea and Red Sea.
Ona teşebbüs edemeyecek kadar çok korkaktır.
- He is too much of a coward to attempt it.
Tüm çabalarımız boşunaydı.
- All our attempts were in vain.
Sorunu düzeltmeye çabalıyoruz.
- We're attempting to correct the problem.
Dan soyguna girişmek istedi.
- Dan wanted to attempt the robbery.
Yakında sınıfı başlatmak için çalışacağız.
- We'll attempt to start the class soon.
Onunla iletişim kurmaya çalışıyorlar.
- They're attempting to contact her.
Başyapıtlar yalnızca başarılı denemelerdir.
- Masterpieces are only successful attempts.
İlk denememde başarılı oldum.
- I succeeded in my first attempt.
Başyapıtlar yalnızca başarılı denemelerdir.
- Masterpieces are only successful attempts.
Bütün denemelerim başarısız oldu.
- All of my attempts have failed.
The revolutionaries made several attempts on the monarch's life.
... >>Mike Cleron: Okay, well, that was a brave attempt. ...
... Anand play, or, rather, attempt to play, Cordy using a game controller. ...