Turkish - English
Definition of ataklık in Turkish English dictionary
- dash
- mettle
- rashness, recklessness
- rashness, audacity, recklessness
- spunk
- impetuosity
- militancy
- audacity
- temerity
- rashness
- atak
- attack
As a child, my daughter had frequent asthma attacks.
-Çocukken kızım sık sık astım atakları yaşadı.
Tom had a panic attack.
-Tom panik atak geçirdi.
- atak
- daring
- atak
- raid
- atak
- assault
- atak
- onrush
- atak
- spurt
- atak
- rash
- atak
- rash, foolhardy, reckless, daring cüretkâr
- atak
- dashing
- atak
- pushing
- atak
- mettlesome
- atak
- confident
- atak
- gutsy
- atak
- rash, audacious, reckless
- atak
- reckless
- atak
- push
- atak
- venturous
- atak
- heady
- atak
- mettled
- atak
- spunky
- atak
- pushful
- atak
- {s} militant
- atak
- {s} dapper
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of ataklık in Turkish Turkish dictionary
- Atak olanın durumu veya atakça iş, davranış, cüret
- ATAK
- (Osmanlı Dönemi) (AT) Azad, izin
- Atak
- hamle
- atak
- Atılım
- atak
- Demiryolunda eğimin fazla olduğu kısım
- atak
- Bir şahin türü
- atak
- Dağ yolu
- atak
- Düşüncesizce her işe atılan
- atak
- Saldırı, saldırış, hücum, hamle, akın
- atak
- Düşüncesizce her işe atılan, cüretkâr: "Bütün çocuklar gibi onlar da haşarı, atak ve güreşçi idiler."- R. N. Güntekin. Çevik, hareketli
- atak
- Geveze, yalancı
- atak
- Düşüncesizce her işe atılan, cüretkâr
Related Terms
ataklık
Hyphenation
a·tak·lıkResimler
Favorites