Tom'un şimdiye kadar antika arabasını satmayı düşündüğünden şüpheliyim.
 - I doubt that Tom would ever consider selling his antique car.
Yeni politikayı benimsemek, bu şirketin şimdiye kadar yaptığı en iyi şeydi.
 - Adopting the new policy was the best thing this company ever did.
O gelmiş geçmiş en tehlikeli adam.
 - He's the most dangerous man who ever lived.
Gelmiş geçmiş en büyük filozof kimdi?
 - Who was the greatest philosopher that ever lived?
Tom'u herhangi bir zamanda tekrar göreceğimizi düşünüyor musun?
 - Do you think we'll ever see Tom again?
Herhangi bir zamanda şehre gelirseniz, beni görmeye gelin.
 - If you ever come to town, come to see me.
Eğer bir gün bir işe ihtiyacın olursa, beni gör.
 - If you ever need a job, come see me.
Eğer doğum sancıları insanların dediği kadar acı verseydi, herkesin sadece bir çocuğu olurdu.
 - If labor pains would hurt so much as people say, everyone would only have one child!
Hiç Kanada'ya gittin mi?
 - Have you ever been to Canada?
Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.
 - Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.
Ne zaman bir kütüphane görsem; gönlümden hep gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmak geçer.
 - I never see a library without wishing I had time to go there and stay till I had read everything in it.
Dün oraya öğrencilerin hepsi gitmedi.
 - Not every student went there yesterday.