Tom doesn't actually live within Boston city limits.
- Tom aslında Boston şehri sınırları içinde yaşamıyor.
And actually, this project needs everyone.
- Ve aslında bu projenin herkese ihtiyacı var.
I like the original better than the remix.
- Aslını remiksten daha çok seviyorum.
I think we need a lot more than I originally thought.
- Sanıyorum aslında düşündüğümden çok daha fazlasına ihtiyacımız var.
All animals, except man, know that the principal business of life is to enjoy it.
- Bütün hayvanlar, insanın dışında, yaşamın asıl işinin ondan zevk almak olduğunu biliyor.
He explained the main purpose of the plan.
- Planın asıl amacını açıkladı.
No matter what your main purpose is in reading, books should never fail to provide contentment and satisfaction.
- Okumaktan asıl maksadın ne olursa olsun, kitaplar sana her zaman memnuniyet ve tatminkârlık duygusu verecektir.
Ali learnt the Persian language to be able to read the The Mathnawi of Jalaluddin Rumi in original text.
- Ali, Mevlana'nın Mesnevisini asıl metninden okuyabilmek için Farsça öğrendi.
The Normans abandoned their original language.
- Normanlar asıl dillerini bıraktılar.
Tom majored in literature at the university.
- Tom üniversitede edebiyatı asıl branş olarak aldı.
My cousin Teddy majored in French in college and studied in Paris for one year.
- Kuzenim Teddy Fransızcayı üniversitede asıl branş olarak aldı ve bir yıl Paris'te okudu.
The readers are the real target of interviews.
- Okuyucular, röportajların asıl hedefidir.
If that is the real aim, naturally I would not know about that.
- Asıl amaç buysa bilmem tabii.
This land was expropriated from its original owner decades ago.
- Bu arazi on yıllar önce asıl sahibinden kamulaştırılmıştır.
Felicja's mother is a Polish of Romanian origin.
- Felicja'nın annesi, Rumen asıllı bir Polonyalıdır.
All of your accusations are without foundation. She's innocent and we're going to prove it.
- Suçlamalarınızın hepsi asılsız. O masum ve biz bunu kanıtlayacağız.
Your plan sounds good, but the bottom line is: will it bring us more business?
- Planın iyi görünüyor fakat asıl önemli olan şu: bize daha çok iş getirir mi?
I'm sure Tom will be able to get to the bottom of it.
- Tom'un bunun asıl sebebini bulabileceğinden eminim.
Some countries use ordinal numbers to count millennia, whereas others count them using cardinal numbers.
- Bazı ülkeler bin yıllık dönemi saymak için sıra numaralarını kullanırken, diğerleri asıl sayıları kullanarak sayarlar.
The true killer responsible for her murder is you!
- Onun cinayetinden sorunlu asıl katil sensin!
What are Tom's true intentions?
- Tom'un asıl niyeti ne?
If that is the real aim, naturally I would not know about that.
- Asıl amaç buysa bilmem tabii.