aside from

listen to the pronunciation of aside from
English - Turkish
den başka
-den başka, bir yana: No one, aside from Esat, can do this. Esat bir yana, kimse bunu yapamaz
-den başka
bir yana
dışında

Barak Obama dışında bütün Amerika başkanları beyazdı. - Aside from Barack Obama, all US presidents were white.

Onun dışında, başka hiç kimse partiye gelmedi. - Aside from him, nobody else came to the party.

onun dışında
aside
(zarf) bir kenara, bir tarafa, ayrı, kendi kendine
aside
bir kenara

O bir kenara biraz benzin koydu. - He puts aside some gas.

Akşam yemeğinden sonra, George'nin babası onu bir kenara aldı. - After dinner, George's dad took him aside.

aside
(Muzik) sahnede kendi kendine söyleme
aside
kenara

O bir kenara biraz benzin koydu. - He puts aside some gas.

O, onu ileride kullanmak üzere bir kenara koydu. - She set it aside for future use.

aside
fısıltı
aside
yana

Bunu benim için bir yana koy. - Lay this aside for me.

Şaka bir yana, işe yarayabilir. - All kidding aside, it may work.

aside
yan tarafa
aside
(bir) yana
aside
alçak sesle konuşma
aside
saklamak
aside
aside from ABD başka
aside
Iay aside bir tarafa koymak
aside
bir tarafa çekmek
aside
bir yana: Joking aside, just who are you? Şaka bir yana, kimsin sen? i., tiy. oyuncunun alçak sesle söylediği
aside
stand aside bir yana çekilmek
aside
{i} kendi kendine söylenen sözler [tiy.]
aside
call aside bir tarafa çağırmak
English - English
with the exception of
excluding
besides, except, excluding
Excluding; except for: Aside from a mild fever, the patient feels fine
aside

Unusual circumstances aside.

aside from
Favorites