as a result of

listen to the pronunciation of as a result of
English - Turkish
-in sonucu olarak
neticesinde
sonucu olarak

Birçok kişi depremin sonucu olarak evsiz bırakıldı. - Many people were left homeless as a result of the earthquake.

Bir trafik kazasının sonucu olarak birçok kişi öldürüldü. - As a result of a traffic accident, several persons were killed.

nedeniyle
yüzünden
in sonucu olarak
sonucunda

Kaza sonucunda birçok yolcu öldü. - As a result of the accident, several passengers were killed.

Trafik sıkışıklığı sonucunda, onu istasyondan uğurlayamadı. - As a result of a traffic jam, he wasn't able to see her off at the station.

velhasıl
as a result
Sonuç olarak

Sonuç olarak, daha fazla kadın eşit işi alıyor. - As a result, more women are receiving equal work.

Sonuç olarak, o teknik olarak doğru bir şey alır ama esasen o bir taklittir. - As a result, he gets something which technically is correct, but in its essence is just a mockery.

after
{s} sonraki

Yemekten sonraki konuşmalarında, onlar politikadan bahsettiler. - In their discourse after dinner, they talked about politics.

Ben sadece öğleden sonraki toplantıya katılamayacağımı sana bildirmek istiyorum. - I just want to let you know that I can't attend this afternoon's meeting.

after
arkasından

Bir grup çocuk tavşanın arkasından koştu. - A bunch of children ran after the rabbit.

Biz onun arkasından odaya girdik. - We entered the room after him.

after
conj. dikten sonra
after
yüzünden

O, kötü bir soğuk algınlığı yüzünden yatakta olan kızkardeşine baktı. - She looked after her sister, who was in bed with a bad cold.

O açlık ve yorgunluk yüzünden bayıldı, ancak bir süre sonra kendine geldi. - He fainted with hunger and fatigue, but came to after a while.

after
tarihinden sonra
after
in ardından
after
sonrası

Ann genellikle okul sonrası tenis oynuyor. - Ann often plays tennis after school.

Kısa bir mücadele sonrası, onlar kazandı. - After a brief fight, they won.

after
(Askeri) gemicilikte kıça yakın
after
-e rağmen
after
(Bilgisayar) yandaki süre sonunda
after
sonraları

Çarşamba öğleden sonraları dersimiz yok. - We have no classes on Wednesday afternoons.

Tom Pazartesi öğleden sonraları genellikle çalışmak zorunda değildir. - Tom usually doesn't have to work on Monday afternoons.

as a result
sonuç itibariyle
as a result
sonuç itibarıyla
as a result
sonucu olarak

Birçok kişi depremin sonucu olarak evsiz bırakıldı. - Many people were left homeless as a result of the earthquake.

Savaşın bir sonucu olarak, çok sayıda mağdur kaldı. - As a result of the war, a great number of victims remained.

after
den sonra
after
hakkında

Tom, o günkü olaylar hakkında yazdıktan sonra günlüğü kapattı. - Tom closed his diary after writing about that day's events.

Öğle yemeğinden sonra bunun hakkında konuşabilir miyiz? - Can we talk about this after lunch?

after
-ın ardından/arkasından/peşinden
after
{e} için, yüzünden; -den dolayı
after
{e} göre

Onun görevi çocuklara bakmaktı. - Her duty was to look after the children.

Japonya'da ebeveynler yaşlandıklarında geleneklere göre çocukları tarafından bakılırlar. - When parents get old in Japan, they are customarily looked after by their children.

after
{s} sonra gelen

Fırtınadan sonra gelen sakinlik. - The calm that comes after the storm.

after
(bağlaç) dikten sonra
as the result of
sonucunda
a result of
neticesinde as
after
(sıfat) sonraki, izleyen, sonra gelen
after
(zarf) sonra, daha sonra, ardından, arkasından
English - English
as a result of

    Hyphenation

    as a re·sult of

    Turkish pronunciation

    äz ı rizʌlt ıv

    Pronunciation

    /ˈaz ə rēˈzəlt əv/ /ˈæz ə riːˈzʌlt əv/

    Videos

    ... court as a result of it. ...
    ... And so this is a society which has suffered as a result of ...
Favorites