Çorbamı ılık severim, sıcak değil.
 - I like my soup to be warm, not hot.
Ilık, güneşli bir gün piknik için idealdir.
 - A warm, sunny day is ideal for a picnic.
Bir sürü samimi sözler söylendi.
 - A lot of warm words were said.
Gerçekten Tom'un yeterince samimi olduğunu düşünüyor musun?
 - Do you really think Tom is warm enough?
Bugün hava çok sıcak.
 - It's very warm today.
Onun ellerinin sıcaklığını hatırlayabiliyorum.
 - I can remember the warmth of his hands.
Burada hava güzel ve sıcak.
 - It's nice and warm in here.
Bugün güzel ve sıcak.
 - It's nice and warm today.
Tom sıcakkanlı ve cömerttir.
 - Tom is warm and generous.
Tom ateşle kendisini ısıttı.
 - Tom warmed himself by the fire.
Merkezi ısıtma kışın yeterince ısıtıyor mu?
 - Is the central heating warm enough in the winter?
Sanırım film içten bir filmdi.
 - I think the movie is a very heart warming one.
İçten sözleriniz için teşekkür ederim.
 - Thank you for your warm words.