English - Turkish
Definition of apparatus for supplying artificial light effects for the stage or a film in English Turkish dictionary
- lighting
- yükünü azaltmak
- lighting
- aydınlatarak
- lighting
- hafifletmek
- lighting
- lambalar
- lighting
- uzun hüzmeli far
- lighting
- {f} aydınlat
Ay, odayı aydınlatıyor.
-The moon is lighting the room.
Floresan aydınlatmadan nefret ediyorum.
-I hate fluorescent lighting.
- lighting
- aydınlatma
Neredeyse bütün siheuyanların ana binaları ve daha iyi aydınlatma için güneye bakan kapıları vardı.Bu yüzden hutongların bir çoğunluğu doğudan batıya doğru çalışırlar.
-Nearly all siheyuans had their main buildings and gates facing south for better lighting, so a majority of hutongs run from east to west.
Şu anda aydınlatma var.
-There's lighting right now.
- lighting
- ışıklandırma jüyesi
- lighting
- ışıklandırma
- lighting
- {i} yakma
- lighting
- ışıklandırma tertibatı
- lighting
- resim ve fotoğrafta ışığın kullanılışı
- lighting
- light yan/yak/aydınlat
- lighting
- aydınlatma,n.aydınlatma: v.aydınlat: prep.aydınlatar
Related Terms
English - English
Definition of apparatus for supplying artificial light effects for the stage or a film in English English dictionary
- lighting
apparatus for supplying artificial light effects for the stage or a film
Hyphenation
ap·pa·rat·us for sup·ply·ing ar·ti·fi·cial light ef·fects for the stage or a filmTurkish pronunciation
äpırätıs fôr sıplayîng ärtıfîşıl layt îfeks fôr dhi steyc ır ı fîlmPronunciation
/ˌapərˈatəs ˈfôr səˈplīəɴɢ ˌärtəˈfəsʜəl ˈlīt əˈfeks ˈfôr ᴛʜē ˈstāʤ ər ə ˈfəlm/ /ˌæpɜrˈætəs ˈfɔːr səˈplaɪɪŋ ˌɑːrtəˈfɪʃəl ˈlaɪt ɪˈfɛks ˈfɔːr ðiː ˈsteɪʤ ɜr ə ˈfɪlm/
Resimler
Favorites