English - Turkish
Definition of any area outside a city or town with limited access to the rest of the state in English Turkish dictionary
- bush
- {i} çalı
Biz yoğun çalılıkların arasından yürüdük.
-We walked through thick bushes.
Bush çalışkan bir ekip kurdu.
-Bush put together a hard-working team.
- bush
- bağa
- bush
- mil yatağı
- bush
- (Argo) kırsal
- bush
- (the ile) (özellikle Afrika ve Avustralya'da) vahşi bölge
- bush
- {i} gür saç
- bush
- çalı ile örtmek
- bush
- çalıdan yapılmış tarakla taramak
- bush
- {i} çalılık arazi
- bush
- {i} çalıya benzer şey
- bush
- {i} zıvana
- bush
- (Tekstil) yuva kovan
- bush
- çalıya benzer şey çalılık arazi
- bush
- çalılık
Eldeki serçe çalılıktaki keklikten iyidir.
-A bird in the hand is worth two in the bush.
Tom Mary'nin çalılıklarda saklandığını fark etmedi.
-Tom didn't notice Mary hiding in the bushes.
- bush
- vahşi bölge/çalı/çalılık
- bush
- (isim) çalı, çalılık arazi, çalıya benzer şey, gür saç, burç [müh.], zıvana
- bush
- beat about the bush sadede gelmemek
Related Terms
English - English
Definition of any area outside a city or town with limited access to the rest of the state in English English dictionary
- bush
any area outside a city or town with limited access to the rest of the state
Hyphenation
a·ny ar·e·a out·side a Ci·ty or Town with li·mi·ted ac·cess to the rest of the stateTurkish pronunciation
eni eriı autsayd ı sîti ır taun wîdh lîmıtıd äkses tı dhi rest ıv dhi steytPronunciation
/ˈenē ˈerēə ˈoutˈsīd ə ˈsətē ər ˈtoun wəᴛʜ ˈləmətəd ˈakˌses tə ᴛʜē ˈrest əv ᴛʜē ˈstāt/ /ˈɛniː ˈɛriːə ˈaʊtˈsaɪd ə ˈsɪtiː ɜr ˈtaʊn wɪð ˈlɪmətəd ˈækˌsɛs tə ðiː ˈrɛst əv ðiː ˈsteɪt/
Resimler
Favorites