Bu soğuk hava haziran için olağan değil.
- This cold weather isn't usual for June.
Bu olağan bir düzenlemedir.
- This is the usual arrangement.
Senin söylediğin çoğunlukla doğru oluyor.
- What you say is usually true.
Ülkedeki otobüsler çoğunlukla zamanında gelmezler.
- Buses in the country don't usually come on time.
Tom genellikle klasik müzik dinler.
- Tom usually listens to classical music.
Tom genelde klasik rock çalan bir radyo istasyonunu dinler.
- Tom usually listens to a radio station that plays classic rock.
Gelecek Cuma her zamanki poker oyunumuza gelecekmisin?
- Will you come to our usual game of poker next Friday?
O, her zamanki gibi geç geldi.
- He came late as usual.
O, her zamanki gibi geç geldi.
- She came late as usual.
O, her zamanki gibi geç geldi.
- He came late as usual.
... as the first time as usual person there's a good austrians ...
... her older brother PJ doing today some work at the last minute as usual ...