an undergraduate student during the year preceding graduation

listen to the pronunciation of an undergraduate student during the year preceding graduation
English - Turkish

Definition of an undergraduate student during the year preceding graduation in English Turkish dictionary

senior
{i} üst

O, hükümette üst düzey bir konuma sahiptir. - He holds a senior position in the government.

O hükümette üst düzey bir konuma sahiptir. - She holds a senior position in the government.

senior
{s} yaşça büyük
senior
yaşça daha büyük
senior
(Ticaret) emektar

Tabii, birçok emektar vatandaş emeklilikten memnundur. - Of course, many senior citizens are happy with retirement.

senior
{i} büyük
senior
kıdemlilik
senior
daha yaşlı olan kişi
senior
son sınıfa ilişkin
senior
kıdemli kişi
senior
{s} yaşlı

Yaşlı birine yerini verdi. - She gave her seat to a senior citizen.

Biletler yetişkinler için 5 dolar ve yaşlılarla çocuklar için 2 dolardır. - Tickets are $5 for adults, and $2 for senior citizens and children.

senior
{s} son sınıfla ilgili
senior
(Askeri) KIDEMLİ ÜST: Hizmet süresi diğerlerinden fazla olan; sınıflandırmalarda esas olarak alınan tipe nazaran ileri derecede bulunan
senior
{i} baba
senior
{s} daha yaşlı
senior
{i} son sınıf öğrencisi

Hyogo Üniversitesinde son sınıf öğrencisiyim. - I am a senior at Hyogo University.

Tom, son sınıf öğrencisi iken sınıf başkanıydı. - Tom was class president when he was a senior.

senior
senior citizen yaşlı kimse
senior
senior high school
senior
{i} kıdemli kimse
English - English
senior
an undergraduate student during the year preceding graduation

    Hyphenation

    an un·der·gra·du·ate stu·dent dur·ing the year pre·ced·ing gra·du·a·tion

    Turkish pronunciation

    ın ʌndırgräcıwıt studınt dyûrîng dhi yîr prisidîng gräcueyşın

    Pronunciation

    /ən ˌəndərˈgraʤəwət ˈsto͞odənt ˈdyo͝orəɴɢ ᴛʜē ˈyər prēˈsēdəɴɢ ˌgraʤo͞oˈāsʜən/ /ən ˌʌndɜrˈɡræʤəwət ˈstuːdənt ˈdjʊrɪŋ ðiː ˈjɪr priːˈsiːdɪŋ ˌɡræʤuːˈeɪʃən/
Favorites