English - Turkish
Definition of an orange of low brightness and saturation in English Turkish dictionary
- brown
- kahverengi
Koyu kahverengi saçları vardı.
-He had dark brown hair.
Kahverengi saçın çok güzel olduğunu düşünüyor musun?
-Do you think that brown hair is very beautiful?
- brown
- kahverengi,v.kahverengileş: adj.kahverengi
- brown
- usanmak
- brown
- esmerleştirmek
- brown
- kahverengileşmek
- brown
- (Gıda) pembeleşmek
- brown
- (Gıda) kavurmak
- brown
- {f} kahverengileş
Sonbaharda yapraklar kahverengileşir.
-The leaves turn brown in the autumn.
- brown
- brown paper kahverengi veya diğer koyu renk bir ambalaj
- brown
- güneşten yanmış
- brown
- brown bread siyah ekmek
- brown
- kızartmak
- brown
- kahve rengi
- brown
- esmer derili
- brown
- Malezya ırkına mensup
- brown
- {f} karamak
- brown
- {f} kızarmak
- brown
- {f} karartmak; kararmak
Related Terms
English - English
Definition of an orange of low brightness and saturation in English English dictionary
- brown
an orange of low brightness and saturation
Hyphenation
an Or·ange of low bright·ness and sa·tu·ra·tionTurkish pronunciation
ın ôrınc ıv lō braytnıs ınd säçıreyşınPronunciation
/ən ˈôrənʤ əv ˈlō ˈbrītnəs ənd ˌsaʧərˈāsʜən/ /ən ˈɔːrənʤ əv ˈloʊ ˈbraɪtnəs ənd ˌsæʧɜrˈeɪʃən/
Resimler
History
Favorites