English - Turkish
Definition of an instance of borrowing something in English Turkish dictionary
- borrowing
- ödünç alma
Ödünç al ve geri ver, sonra tekrar ödünç alabilirsin.Ödünç al ve geri verme ve sonra ödünç alma zorlaşır.
-Borrow and return, then you can borrow again. Borrow and don't return, and then the borrowing gets difficult.
Daktilonuzu ödünç almamla ilgili bir ihtimal var mı?
-Is there any chance of my borrowing your typewriter?
- borrowing
- yabancı sözcük
- borrowing
- borçlanarak
- borrowing
- (Dilbilim) aktarım
- borrowing
- borç alma
- borrowing
- {f} borç al
- borrowing
- {i} alıntı
- borrowing
- {i} borçlanma
Borçlanmaktan nefret ediyorum.
-I hate borrowing money.
- borrowing
- ödünç al
Anglo Saksonlar başka dillerden sözcükler ödünç alarak dili zenginleştirdiler.
-The Anglo-Saxons enriched the language by borrowing words from other languages.
Ondan kitabı ödünç aldığına pişman oldu.
-He regretted borrowing the book from her.
- borrowing
- {i} yabancı bir dilden alınan sözcük/kelime, yabancı sözcük/kelime
- borrowing
- ödünç alınan/ödünç alma
Related Terms
English - English
Definition of an instance of borrowing something in English English dictionary
- borrowing
an instance of borrowing something
Hyphenation
an in·stance of bor·row·ing some·thingTurkish pronunciation
ın înstıns ıv bärōîng sʌmthîngPronunciation
/ən ˈənstəns əv ˈbärōəɴɢ ˈsəmᴛʜəɴɢ/ /ən ˈɪnstəns əv ˈbɑːroʊɪŋ ˈsʌmθɪŋ/
Resimler
Favorites